Türk Oftalmoloji Derneği, göz ve göz çevresi tümörleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulunurken, göz kapaklarındaki geçmeyen yaralara dikkat edilmesini, bunun göz kanseri olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
İSTANBUL (İGFA) – Türk Oftalmoloji Derneği, göz ve göz çevresinde etkili olan iyi ve kötü huylu tümör gelişimleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, göz kanserinin başlangıçta bir süre belirti olmadan gelişebileceğine dikkat çekti.
Türk Oftalmoloji Derneği Oküler Onkoloji Birim Başkanı Prof. Dr. Hülya Gökmen, göz küresi ve çevresinde tıpkı diğer organlarda olduğu gibi iyi ve kötü huylu tümörler görülebildiğini belirterek, “Bu tümörler zamanında tedavi edilmezse kalıcı görme kayıplarına ve hatta hayati tehlikeye yol açabilirler. Bu yüzden bu tür hastalıkların erken tanı ve tedavisi son derece önemli.” dedi.
GÖZ KANSERİ BELİRTİSİZ İLERLEYEBİLİR
Prof. Dr. Hülya Gökmen, göz ve göz çevresinde ortaya çıkan tümörlerin, çeşitli göz şikayetlerine sebep olabileceğini, bunlar arasında bulanık görme, görme azalması, şaşılık, çift görme, gözün öne doğru çıkması, kapaklarda şekil bozukluğu gibi pek çok problemin bulunabileceğini aktardı. Gökmen, “Bazen tümörün olduğu gözde öne doğru büyüme olabilir. Ele gelen bir kitle ve şişlik olabilir. Göz ve göz çevresindeki tümörler bu şikayetler ortaya çıkana kadar uzun bir süre bir belirtisiz, bulgu göstermeyen bir dönem geçirebilirler. Göz hekimleri olarak, hastaların rutin kontrolleri ya da gözlük muayenesi sırasında göz kanserini tesadüfen de olsa tespit edebiliyoruz. Bu nedenle, rutin göz kontrollerinde göz tümörü tespit edilen hastalara daha erken bir dönemde tanı konulması, tedavi başarısını artırır. Böylelikle hastada oluşabilecek kalıcı görme hasarları ve hayati tehlike riski en aza inmiş olur.” diye konuştu.
Bu arada Prof. Dr. Hülya Gökmen ayrıca başka bir organında kanser görülen hastalarda, bu hastalığın teşhisinden önce, tedavi sırasında ya da iyileşme süreci sonrasında bir takım göz problemleri yaşanabileceğine dikkati çekerek, göze metastaz ihtimali veya kanserle ilişkili durumlar ortaya çıkabileceğini kaydetti. Gökmen, “Bu tür kanser öyküsü olan hastaların her türlü göz problemlerine daha hassasiyetle yaklaşmaları ve en kısa zamanda bir göz hekimine başvurmaları ya da tedaviyi sürdüren onkolog doktoruna şikayetleriyle ilgili bilgi vermeleri oldukça önemli” diye konuştu.